***

Bu Blog'da: Ünlü isimlerle yapılan röportajlar ve hikayeleri, gidilen workshop'lar, izlenilen; film-tiyatro-konser notları ve hafta sonu önerileri yer almaktadır.

...

22 Ekim 2013 Salı

Veysel Diker röportaj notlarım...


Anne Bebek Dergisi için yaptığım röportajlarımın büyük bölümünde ünlü isimlerimizin çocuklarının küçük olmasından dolayı onlara zorluk çıkarmamak adına evlerini ziyaret ediyor ve keyifli röportajlar gerçekleştiriyoruz. Kasım sayımız için de Veysel Diker’in evine konuk olduk. Çok şeyden konuştuk kendisiyle. Röportajımın tamamını Anne Bebek Dergisi’nin kasım sayısında okuyabilirsiniz ama öncesinde öncesi var elbette ki…

Soğuk bir İstanbul sabahında hem de pazar günü çaldık kapılarını Diker ailesinin. Aslında beni tanıyanlar bilir hafta sonu iş yapmayı hiç ama hiç sevmem, bir de pazar kahvaltılarını önemserim ama önemsesem ne olur elimde yeni sayı için yapabileceğim bir röportajım yok. İster gece ister gündüz nerede olursa olsun kabul etme durumundaydım bu röportajın vaktini. Bu kadar söylendim ama röportajımı tamamladıktan sonra, “İyi bir pazar röportajı oldu ve değdi.” diyerek döndüm evime.

Samimiyeti severim, röportajın akması için kasmamak gerekir. Kasmadıkta, süper geçti. En çokta oğlundan konuştuktuk… Oğlu Çınar'ın geleceğinden şüpheli bir baba. Neden mi? Bunun en baş sebebi ülkemizin geleceğinden umutsuz olması. Burada ne demek istediğimi benim okurlarım anlar çok da eşmeye, delmeye gerek yok. Haklı! Ben de bilinçli olan çoğu kişi de aynı kaygıda değil miyiz? Biz nereye, nasıl gidiyoruz, bu acele nereye? Neyse dönelim röportaja, işte bu kaygıdan dolayı oğlunun eğitim sürecini çok iyi planlayan ve geleceği için ciddi ciddi düşünen bir baba.

Bir konuya hakim olmadan, onu tiyatro sahnesine aktarılmayacağını bilen ve vurgulayan, akıllı bir beyinin projeksiyon görevi üstlenebileceğini söyleyen ve kendini yaşam arsızı olarak tanımlayan biri aynı zamanda Veysel Diker.

Rahatlığı seven biri, onun evinde kendinizi misafir gibi hissetmeniz söz konusu olamaz kesinlikle e elbetteki eşi için de aynı şeyi söyleyebilirim. Veysel Bey ile röportajımı yaparken Emrah Hanım’da pizzaların siparişini vermiş bile. “Kimse pizzaya hayır diyemez, buyurun sofraya he bir de çatal bıçak bizi bozar pizza elle yenir.” diyerek sofralarına da  buyur etti Diker ailesi bizi. Yedik, içtik, hoş sohbet ettik, yüzümüz gülerek ayrıldık evlerinden…

“Eşim olmazsa yanımda bıyığı kesilmiş kedi gibiyim.” diyen Veysel Bey’e ve de eşi Emrah Hanım’a çok teşekkür ederim bu keyifli sohbet için… Ben kendisi ile tanıştığıma çok ama çok memnun oldum.

Fotoğraf: Event's Hill Photography

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...