Dergimizde de görüşleriyle aralıklarla yer alan
Diyetisyen Güneş Aksüs’ün üçüncü kitabı raflardaki yerini aldı. “Çocuğum Ne
Yesin?” sorusuna hem anne olarak hem de diyetisyen olarak cevaplar verirken,
aslında beslenmenin anne karnından itibaren önemli olduğunun da altını çiziyor
sevgili Güneş.
Sayfalar
***
Bu Blog'da: Ünlü isimlerle yapılan röportajlar ve hikayeleri, gidilen workshop'lar, izlenilen; film-tiyatro-konser notları ve hafta sonu önerileri yer almaktadır.
...
25 Ekim 2016 Salı
22 Ekim 2016 Cumartesi
Citroën C4 Cactus Deneyimim *Anne Bebek Dergisi 190/Ekim Sayısı
Aslına
bakarsanız bu otomobil, yolda gördüğümde benim için kaba görünüme sahip bir
araçtı kesinlikle. (Dili geçmiş zamanda kuruyorum cümlemi çünkü artık hakkında
böyle bir ön yargım yok kendisinin.) Bi o kadar da erkeksi gelmişti üstelik
gözüme. Otomobilin cinsiyeti olur mu demeyin, bazı araçlar bayanlara çok daha
fazla yakışabiliyor. Mesela Citroen C4 Cactus’ün siyah ya da beyaz rengini
erkekler kullansın ama mavi ve sarı renkli olanı kadınlar için üretilmiş bence.
Buram buram kadın kokuyor. İşte bu yüzden de gönlümü fetheden bir araç oldu
kendisi. Yolda kendine baktıran bu
aracın panoramik cam tavana sahip olması da içinin genişliğini bir kat daha
büyüterek “rahat” kelimesinin hakkını veriyor.
19 Ekim 2016 Çarşamba
Bir pazar önerisi: Otağtepe
Şu filmlerde gördüğümüz manzarasına doyamadığımız güzel İstanbul tepelerinden birini keşfettim hafta sonu. Adı; Otağtepe. Köprüyü geçtikten sonra Anadolu Hisarı tabelasını takip edip sola döndükten sonra tekrardan ilk sağa girip, Otağtepe tabelasını takip edince kendinizi Otağtepe ve Restoran’ın önünde buluyorsunuz. Aracınızı buraya bırakıp bir kahve içmek ve de dinlenmek için oturabilirsiniz. Açık büfe kahvaltısı da yapabilirsiniz, akşam yemeği de yiyebilirsiniz ama biz ara bir saat gittiğimizden kahve içtik kırk yıl hatrı kalsın diye.
Ardından da restoranın biraz ilerisinde kalan -ki yürüme
mesafesindeki- parkın içine girdik ve ilerledikçe neden buraya daha önce
gelmedik ki dedik. Nasıl güzel bir İstanbul manzarası var anlatamam, Çamlıca Tepesi
gibi düşünebilirsiniz ama köprüye çok yakın olmanız ayrı bir hava katıyor.
Parkta bol bol fotoğraf çekilme isteğinizden dolayı eminim
zamanın nasıl geçtiğini anlamıyor olacaksınız. Sağınız solunuz, önünüz arkanız
hep bir İstanbul manzarası çünkü.
Bu arada eğer restoranda oturmayacaksanız ve aracınızı oraya park etmeyecekseniz de yine parkın ücretli otoparkı var, bilginize.
Artık yemek vakti geldi dediğinizde de size, bir başka köşeyi ama yine aynı harika manzaradan oluşan bir yeri önerebilirim. Yine burası da aynı noktada yani yürüme mesafesinde Otağtepe’ye. Son durağınız olan ve karnınızı lezzetli yemekleri ile doyurabileceğiniz Güzelce Hisar Restoran’da günü bitirebilir, hoş sohbetinize eşlik eden İstanbul manzarasıyla cümlelerinizi kurabilirsiniz.
Bu arada eğer restoranda oturmayacaksanız ve aracınızı oraya park etmeyecekseniz de yine parkın ücretli otoparkı var, bilginize.
Artık yemek vakti geldi dediğinizde de size, bir başka köşeyi ama yine aynı harika manzaradan oluşan bir yeri önerebilirim. Yine burası da aynı noktada yani yürüme mesafesinde Otağtepe’ye. Son durağınız olan ve karnınızı lezzetli yemekleri ile doyurabileceğiniz Güzelce Hisar Restoran’da günü bitirebilir, hoş sohbetinize eşlik eden İstanbul manzarasıyla cümlelerinizi kurabilirsiniz.
7 Ekim 2016 Cuma
Bir gezi önerisi: Şile Saklıgöl
Saklıgöl’e gitmeye karar verdiğimde internetten kısa bir araştırma yaptım. Nedir, ne değildir, ne yenir ya da yenir mi diye sevgili Google’a sordum. Pek iç açıcı yorumlarla karşılaşmasam da gölü görmeye değer düşüncesi ile bir cumartesi kendimi Şile’nin Saklıgöl’ünün etrafında yürürken buldum.
Gölün
etrafı gayet keyifli, gölde hiçbir sıkıntı yok. Spor kıyafetlerimi giyeyim,
temiz hava bol gıda mottosu için gayet uygun bir ortam. Doğa insana arada her
zaman iyi gelmiştir, burası da öyle. Nefes almak için uğranılacak bir yer. Benim
en çok sevdiğim yanı bisiklet kiralama imkanının da olması. Şehir de malum
kullanmak çok zor. Saatini 10 TL’den kiralayabilirsiniz. Otoparkı alanı da
geniş, aracınızı da bu ücretsiz alana rahatlıkla park edebilirsiniz. 21 Km’lik
gölün etrafında yeme içme alanları da var ancak internette hem fiyatları hem de
lezzeti konusunda bolca şikayet okuduğumdan ben riski göze almadım ve evde
kahvaltımı yapıp gittim.
Tam otopark alanından parkın giriş merdivenlerinin
başında fiyat listesine bakarken hiçbir şekilde tanımadığım biri yanımızda
durdu ve “Sakın kahvaltı yapmayı düşünmeyin hem çok kötü hem de çok pahalı.”
diyerek öfkesini kusarken dört kişilik bir aile olarak 200 TL’yi hiçbir lezzeti
olmayan bir masaya verdiğinin de altını çizip yanımızdan ayrıldı. Ben de
etrafta dolanırken burda mangal yapılır mı acaba düşüncesi ile bir fiyat
sordum. 6 kişilik masa + mangal için 70 TL veriyorsunuz. Bunun içinde başka
hiçbir şey yok. Artık bu durumda yemek yeme konusunda siz kararınızı verin…
Sonuç olarak gölü görmeye ve bir bardak çay içmeye, iki tur da bisiklete
binmeye değer ama fazlası burası için fazla diyebilirim. Unutmadan bir de yol üzerinde köy ürünlerinin
satıldığı tezgahlar var; biber, ekmek, mısır, salatalık… Biz sıcacık köy
ekmeğinin kokusuna dayanamayıp aldık ve dönüş yolunda kendimize lezzetli bir
durak ararken o yediğimiz ekmeğin tadına da doyamadık.
1 Ekim 2016 Cumartesi
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)